Somatoform rahatsızlıklar, bireyin tıbbi bir durumla açıklanmayan gerçek fiziksel şikayetlerden yakındığı bir tür ruhsal bozukluktur. Bir rahatsızlığa Somatoform bozukluk tanısı konulabilmesi için belli kriterler vardır :

1.Fiziksel semptomlar, bir tıbbi durumun, ilaç kullanımının ya da başka bir ruhsal rahatsızlığın sonucu olamaz.

2.Tanı , hasta rolü yapma (hastanın çoğunlukla para gibi veya başka bir dışsal kazanç amacıyla fiziksel belirtiler gösterdiği durumlar) ya da sahte /yapay bozukluk (kişinin başkalarına kötü hissettirmek gibi bir iç kazanç sağlamak amacıyla fiziksel belirtiler gösterdiği durumlar) şeklinde olmamalıdır.

3.Semptomlar bireyin iş yaşamını ,sosyal hayatını ve günlük yaşamını büyük ölçüde etkiler durumda olmalıdır. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:309 )

Konversiyon Bozukluk

Konversiyon bozukluğunun belirtileri genellikle stresli ya da travmatik bir olayın yaşanmasından sonra ortaya çıkar ve istemli motor ve duyu fonksiyonları üzerinde etkili olur. En yaygın belirtiler felç,uyuşukluk,konuşamama ve körlüktür. Attan düşen bir adamın ,bacağında fiziksel hiçbir rahatsızlık olmamasına rağmen bacak felci yaşaması konversiyon bozukluğuna bir örnek olabilir. Birçokları ,konversiyon bozukluklarındaki fiziksel semptomların kişinin kendi içindeki çatışmayı çözme girişimleri olduğuna inanır. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:310)

Somatizasyon Bozukluğu

Eskiden histeri olarak adlandırılan bir tür somatoform bozukluğudur. Somatizasyon bozukluğu (Briquet sendromu olarak da bilinir),genellikle 30 yaş öncesinde ortaya çıkar ve kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Belirtileri ,vücudun en az 4 ayrı yerinde ağrı erektil disfonksiyon ya da cinsel isteksizlik gibi üreme sistemi sorunları , ishal ve kusma gibi gastrointestinal sorunlar ve körlük ve bayılma gibi psödonörolojik problemlerdir. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:309 )

Ağrı Bozukluğu 

Ağrı bozukluğu yaşayan bireyde birkaç ay devam edebilecek kronik ve şiddetli ağrılar görülür. Bireyin ağrıyı taklit ettiği ,hasta rolü yapma (temaruz) durumunun aksine , ağrı bozukluğunda, bireyin günlük hayatını dramatik biçimde etkileyecek şiddette ağrılar yaşanır. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:310 )

Herhangi bir yaşta , genellikle 30-40’lı yaşlarda ortaya çıkar ve kadınlarda daha çok görülür. Birinci dereceden akrabalarda depresyon, alkolizm ve ağrı bozukluğunun daha yüksek görüldüğü bildirilmiştir.

Vücut Dismorfik Bozukluğu

Vücut dismorfik Bozukluğu kişinin sürekli olarak bedeninde olabilecek ya da hiç olmayan bir kusur ya da deformite ile uğraşması şeklinde ortaya çıkan bir bozukluktur. Bu tür somatoform bozuklukta zihin sürekli olarak aslında hiç var olmayan fiziksel kusurlarla meşguldür ve bu bireyin iş yaşamı , sosyal hayatı ve günlük yaşamında sıkıntıya neden olur .Elindeki küçük bir yara izi nedeniyle sürekli eldiven kullanan bir kadın ,aslında son derece önemsiz olan bir şeyi takıntı haline getirmesiyle ,bu bozukluğa iyi bir örnek olabilir.

Bir somatoform bozukluğun , vücut dismorfik bozukluk olarak tanımlanabilmesi için belirtilerin diğer bozuklukların hiçbirine girmemesi gerekir. Örneğin vücut ağırlığı ile sürekli meşgul olan birinde bu durumun nedeninin vücut dismorfik bozukluğu değil , yeme bozukluğu olması muhtemeldir. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:311 )

Hipokondriazis Bozukluğu

Hipokondriazis, bireyin, çok ciddi bir hastalığa yakalanma korkusu ile yaşaması durumudur. Birey kendinde gördüğü bazı belirtileri yanlış yorumlayarak ,bu belirtilerin gerçekte olduğundan çok daha ciddi olduğuna inanır. Hatta bir doktor tarafından görülüp değerlendirildikten  sonra bile , semptomların devam ettiği ya da kısa bir süre için gidip geri döneceğine dair inancı ve kaygılı düşünceleri devam eder. Hasta rolü yapma durumundan (temaruz) farklı olarak ,Hipokondriazis hastalarının semptomları düzmece değildir. Halk arasında ‘Hastalık hastası’ olarak nitelenen bu kişiler duygularını kontrol edemez ve her türlü belirtinin ciddi bir hastalığın işareti olduğuna inanırlar. Bireyin en az altı ay bu tür davranışlar sergilemesi ve bu davranışların panik bozukluk ,obsesif-kompulsif bozukluk ,ya da yaygın anksiyete bozukluğu gibi başka şekillerde açıklanamadığı durumda onun hipokondriazis hastası olduğu söylenebilir. (Kleinman , 2013, çev: Kaplan ,H. , s:310-311 )

Farklılaşmamış Somatoform Bozukluk

Farklılaşmamış somatoform bozukluk, kişide belirli bir tıbbi duruma bağlı olmadan en az altı ay boyunca fiziksel yakınmaların olmasıdır. Farklılaşmamış somatoform bozukluğunda, kişilerin çok çeşitli yakınmaları olabilir. Ancak bu yakınmaların tek ortak yönü, hastalığın ortaya çıkmasına neden olacak fiziksel bir sorunun olmamasıdır. Yakınmalar kişi ağır stres altındayken başlar ya da kötüleşir. Bu kişiler hayatlarını yaşadıkları fiziksel semptomlara göre düzenlerler, sürekli farklı doktorlara giderler ve sorunlarının nedenini bulmaya çalışırlar. Farklılaşmamış somatoform bozukluk, Somatizasyon sendromu olarak da adlandırılır. Farklılaşmamış somatoform bozukluğun semptomları kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. En yaygın görülen yakınmalardan bazıları acı, yorgunluk, iştah kaybı ve mideyle ilgili sorunlardır. Fiziksel yakınmalar genellikle uzun dönem sürer. Farklılaşmamış somatoform bozukluğuna sahip kişiler zamanla yeni fiziksel yakınmalar geliştirirler.(Yüksel, N., Ruhsal Hastalıklar Kitabı, MN Medikal & Nobel, 3. Baskı, Ankara,2006.)

Yorgunluk, iştahsızlık, gastrointestinal ya da üriner yakınmalar gibi bir ya da birden fazla fizik yakınmanın olduğu, yeterli tıbbi incelemeden sonra genel bir tıbbi durum ya da bir maddenin doğrudan etkileriyle açıklanamayan ve en az altı ay süredir devam eden tablo farklılaşmamış somatoform bozukluk olarak adlandırılmaktadır. Tanı koymak için, bu belirtiler çocuk ya da ergenin işlevselliğinde bozulmaya neden olmalıdır (American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of Mental Disorders. 4th edition. (DSM-IV). American Psychiatric Association, Washington D.C. 1994. 1994’den çeviren Köroğlu E. Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 1995.)

Zihinsel uğraşı ya da hafif fiziksel efor sonrasında dahi uzun süreli ve şiddetli yorgunluk durumunun yanı sıra kaslarda ağrı ve sızı, dispepsi, baş dönmesi, baş ağrısı, uyku bozuklukları, gevşeyememe ve huzursuzluk gibi belirtiler görülebilir .

Yapay Bozukluk

Yapay Bozukluk (YB) fizik ya da psikolojik belirti ya da bulguların amaçlı olarak ortaya çıkarılması, bu davranışın altında yatan motivasyonun hasta rolünün benimsenmesi ve böyle davranmayı gerektiren dış etken olmaması olarak tanımlanmaktadır. YB sahip olan hasta birçok hastaneye akut ve genellikle kurgusal hastalıkları tak2002litederek başvurur. Tanı ve tedavi amaçlı birçok tehlikeli işlem uygulanır. YB’un gizli doğası geleneksel epidemiyolojik çalışmaları  engellediğinden, bozukluğun sıklığı ve yaygınlığı bilinmemektedir. Bu nedenle vaka serileri çok değerlidir.

Yapay Bozukluk (YB) fizik ya da psikolojik belirti ya da bulguların amaçlı olarak ortaya çıkarılması, bu davranışın altında yatan itkinin (motivasyon)hasta rolünün benimsenmesi ve böyle davranmayı gerektiren dış etken olmaması olarak tanımlanmaktadır(Folks ve ark. 2000). Yapay bozukluğu olan hastalar bilinçli olarak hastalığı doğurmakta ya da oynamakta, taklit etmekle birlikte, altta yatan itkinin farkında değildirler. Bu davranışın temel amacının hasta rolüne girerek tıbbi bakım görmek olduğu belirtilmektedir (Rothchild 1994).

Yapay bozukluk bir dışlama tanısıdır. Şüphe duyma yapay bozukluk tanısı yolunda ilk ve en önemli basamağı oluşturur (Sadock 2007). Tanı için hangi kanıtların yeterli olduğunu belirtmek oldukça güçtür. Ayrıca tanı konarken bu hastalarda gerçek fizik ve/veya psikolojik hastalıkların olabileceği de akılda tutulmalıdır. Bazı olgularda, gerçek organik hastalığa eklenmiş yapay davranış ile doğrudan yapay davranıştan ileri gelen organik hastalığı ayırt etmek olanaksızdır. YB olan bireylerde ileri dönemlerde, özellikle tıbbi bilgileri arttıkça, tıbbi girişim ve uygulamalara karşı istekli olmalarından da kaynaklanan gerçek fiziksel hastalıklar ve sakatlıkların ortaya çıktığı belirtilmektedir. Simülasyon (temaruz) YB ayrıca tanısında düşünülmesi gereken diğer bir psikiyatrik hastalıktır. Birlikte görülme oranının% 3 olduğu belirtilmiştir. Simülasyonda açık bir amaç daima vardır ve simülatör istediği zaman (örneğin, beklenenden daha iyi bir kazanç sağlamaksa, kişinin vücudu veya yaşamı tehlikeye girecekse, çevre davranışın amacını anlamışsa) hastalığı durdurabilir. Fizik belirtili YB, simülasyondan özellikle kendine zarar verici davranışlar sergileme eğilimi ile ayrılmaktadır(Noyan 2000).

Krahn ve arkadaşları(2003)kaleme aldıkları bir yazıda yapay bozukluk davranışın “uydurma hikaye”, “simülasyon”, “abartma”, alevlendirme (agreve etme)” ve, “kendisinin oluşturduğu hastalık” olarak sınıflanan beş kategoriye ayırmıştır. Bu düzeylerin birbiriyle örtüştüğü ve hastanın hekime başvurduğu tablonun zamanla değiştiği öne sürülmüştür. Sunulan olguda hastanın şikayetleri nedeniyle maddi kazancı belirgindir, ancak bunun hastalık sürecinde oluşması maddi kazancın birincil amaç olmasından çok hastalık sürecinde öğrenilen bir durum olduğunu düşündürmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.