Psikologlar ilaç yazmaz.

Psikologlar tıp alanında okumuş insanlar değillerdir. Psikologlar ‘’Psikoloji Bölümü’’ mezunlarıdır. Medikal, Farmakoloji alanlarında eğitim almadıkları için ilaç yazamazlar. Her sorun ilaç gerektirmediği için görüşmelerle (terapilerle) birlikte ilerleme kaydedilebilir. Kimi vakalarda da sorun ciddi olduğu takdirde uzman psikiyatrilerle iş birliği içerinde çalışabilirler.

Psikologlar akıl vermez.

Psikoterapi; muhabbet etmek, dert dinlemek, teselli etmek, onaylamak, akıl vermek değildir. Bunlar sadece kısa süreli rahatlama sağlar. Uzun vadede tedavi edici değildir.

Psikoterapide ilk birkaç seans genellikle sizi tanımaya,  problemi ve uygulanacak tedavi stratejilerini belirlemeye yöneliktir.

Psikologların sihirli sözcük yada değnekleri yoktur.

Psikoterapiye gelen danışanların ilk görüşmede sorunlarından tamamen kurtulup yepyeni bir hayata başlayacaklarını düşünmeleri çoğu zaman hayal kırıklığı yaşamalarına ve terapiyi bırakmalarına neden olmaktadır. Psikolog ve danışanın birlikte kaydettiği gelişmelere göre seans süresi netleşmektedir. Tabii ki psikoterapi yeni bir hayata başlamak için güzel bir fırsattır. Ancak bunun için biraz sabır gerekmektedir.

İlaçlar(antidepresenlar)  psikoterapinin alternatifi değildir.

Psikoterapinin alternatifi antidepresanlar ilaçlar değildir. Psikoterapi gerektiren sorunlara         yönelik olarak bilinçsizce antidepresan kullanımı sorunları kısa süreli olarak bastırmakta, uzun vadede ise beynin nörokimyasal dengesinin bozulması sonucu daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir.

Psikoloğa sadece akıl ve ruh sağlığını tamamen yitirmiş kişiler gitmez. 

Psikoterapiye sadece hasta insanlar gitmez. Her insan hayatı boyunca zorlu süreçlerle karşı karşıya kalır. Bu süreçlerin yaşandığı dönemlerde daha sağlıklı kararlar alabilmek, süreci en az hasarla atlatmak ve daha dengeli bir yaşam sürdürebilmek adına psikoterapi bireye büyük faydalar sağlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.