Obsesif kompulsif Bozukluk (OKB), hasta tarafından aşırı, gerçekçi olmayan, hatta anlamsız, sapkın sıkıntıya neden olan, zaman alıcı olan veya günlük aktivitelere önemli ölçüde müdahale eden saplantıların veya zorlamaların varlığı ile tanımlanır.

Obsesyonlar(takıntılar), bir kişinin en güçlü direnme çabalarına rağmen kontrol edilmesi zor olan tekrarlayan, kabul edilemez ve üzücü düşünceler, imgeler veya dürtülerdir. Obsesyonlar genellikle bir bireyin kişiliği ve değerleri ile tamamen çelişen rahatsız edici, karşıt ve hatta anlamsız temalarla uğraşır. En yaygın saplantı türleri; kir veya kirlenme korkusu, kişinin davranışları veya konuşmalarına karşı aşırı şüphe, kabul edilemez saldırgan düşünceler veya dürtü, iğrenç cinsel davranış fikirleri, dini küfür, veya doğruluk ve düzen elde etmek için dürtü veya katı bir rutinin korunmasıdır.

Kompulsiyonlar(zorlamalar), sıkıntılı bir obsesif düşünceye tepki olarak ortaya çıkan tekrarlayan, oldukça katı davranışlar veya zihinsel reaksiyonlardır. Çoğu zaman zorlama, takıntının neden olduğu sıkıntıyı gidermek veya korkulan sonuçları önlemek için yapılır. Bir kişi başlangıçta zorlayıcı bir ritüele direnmeyi başarabilirse de sonunda güçlü bir dürtüden dolayı ritüeli gerçekleştirecektir. Sık sık yıkamak veya temizlemek, kontrol etmek, belirli cümleleri tekrarlamak ya da belirli eylemleri yeniden yapmak, yavaşlamak, istiflemek ya da yeniden düzenlemek, kompulsiyonların yaygın biçimleridir. Genellikle kişi tatmin edildikten sonra geçici bir rahatlama duygusu yaşar.

Kompulsif yıkama ve kontrol etme, en sık görülen OKB tipidir. Kompulsif yıkama ritüelleri olan kişi için, kirli veya potansiyel olarak kirlenmiş bir nesne ile algılanan temas, obsesif düşünceyi tetikleyebilir “Mikroplarla temas etmiş olabilirim ve çok hasta olabilirim” Bu çok rahatsız edici düşünceye karşılık olarak, bireyler sıkıntı sona erinceye kadar ve / veya mikropların (yani tehdidin) ortadan kalkmasına ikna oluncaya kadar tekrar tekrar ellerini yıkayabilirler. Kompulsif kontrol etme de , kişi kapının kilitli olup olmadığından şüphe edebilir ve bu yüzden kapı kolunun gerçekten kilitli olduğuna ikna oluncaya kadar kapı tokmağını kontrol etmek için tekrar tekrar geri dönebilir. Obsesyonlar ve beraberindeki zorlamaların döngüsü çok sıkıcı ve zaman alıcı olabileceğinden, OKB’si olan birçok kişi için tercih edilen strateji Obsesyonel kaygıyı tetikleyebilecek nesnelerden veya durumlardan kaçınmak için yaşamlarını kısıtlamaktır.

OKB’nin çocuklarda ortaya çıktığı bilinmekle birlikte, daha sık görülen başlangıç yaşı ergenlik veya genç erişkinliktir. Başlangıç için en büyük risk yaşı 18 ila 24 yıl olup, OKB’nin 40 yaşından sonra ilk başlangıçlı olduğunu bildiren bireylerin oranı %5 ‘tir. Obsesyonlar ve zorlamalar, bir kişinin hayatındaki stresli döneme karşılık olarak, ani veya yavaş yavaş başlangıçlı olabilir. Bozukluk geliştiğinde, genellikle ağrılı ve zayıflayan semptomlarla kronik bir seyir izler uzun yıllar boyunca. OKB belirtilerinin bir tür tedavi olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkması nadirdir. Semptomlar sıklıkla stres veya diğer yaşam problemleri ile daha da kötüleşir ve daha sonra kişinin hayatında nispeten sakin veya istikrarlı dönemlerde arka plana girer. Diğer anksiyete bozukluklarının çoğundan farklı olarak, OKB’si olan kadınlar, erkeklerden biraz fazladır. Kültürel ve etnik farklılıklar bozukluğun belirtileri ifadesini etkiliyor gibi görünse de, OKB insidansı kültürler arasında oldukça tutarlı görünmektedir.

OKB ile Birlikte Görülebilen Diğer rahatsızlıklar

OKB’si olan kişiler sıklıkla diğer psikiyatrik rahatsızlıklardan muzdariptirler; en yaygın görülenler majör depresyon, sosyal kaygı ve daha az ölçüde panik bozukluğudur. OKB’nin şiddetli biçimlerinin, eğitim başarısı, mesleki başarı, istihdam durumu ve aile ve arkadaşlarla olan ilişkilerin kalitesi üzerinde ciddi bir olumsuz etkiye sahip olabilir.

OKB’de Hatalı Düşünme

Rahatsız edici düşünce ve imgeler OKB’nin önemli bir parçası olsa da, psikologlar ve psikiyatristler, uzun yıllardır, olumsuz bilişin, bozukluğun nedeninde veya sürekliliğinde önemli bir rol oynamadıklarını varsaymışlardır. Obsesyon ve kompulsiyonların ortaya çıkması biyoloji ve talihsiz bir öğrenme tarihi açısından anlaşılmıştır. Ancak son yıllarda psikologlar OKB’nin bilişsel (düşünce ve inanç) temelini araştırmaya başladılar. Bu, özellikle de obsesyonel ruminasyon(tekrarlayıcı düşünceler) için bozukluğa yeni bakış açıları ve daha iyi psikolojik tedavilere yol açmıştır.

OKB ‘ye yönelik bu yeni bilişsel yaklaşım, bozukluğun doğası hakkında üç önemli bulguya yol açmıştır. İlk olarak, Dr. Jack Rachman ve meslektaşları tarafından yapılan öncü araştırmalar, çoğu insanın aralarında OKB’li bireylerin yaşadığı saplantılara çok benzer olan istenmeyen müdahaleci düşünceler, imgeler veya dürtülerin bulunduğu keşfine yol açmıştır. Eğer pratikte herkesin kirlenmeye karşı rahatsız edici düşünceleri var ise , bu düşünceler neden OKB olan kişide bu kadar sık, endişe verici ve zarar verici oluyor?

Bu soru, OKB ‘nin bilişsel (düşünce ve inançlar) temeli hakkında ikinci önemli bir bulguya yol açmıştır. Yeni araştırmalar, OKB ‘ye karşı hassas olan bireylerin hatalı bir değerlendirme ya da istenmeyen bazı düşüncelerin değerlendirilmesine daha eğilimli olabileceğini göstermektedir. Son zamanlardaki araştırma bulguları, “Gerçekten kontrolümü kaybedip masum bir insanı incitebilir miyim?’’ gibi, zaman zaman müdahaleci bir düşünceye dönüşebilecek bilişsel değerlendirmenin türünü, şiddete ve başkalarına yönelik zararlarla ilgili sık ve üzücü bir saplantıya dönüştürmeye başlıyor. Örneğin, bir kişi bu şiddetli düşüncelerin önemli olduğuna inanmaktadır, çünkü kişinin gerçekten kontrolünü kaybedebileceği ve başkalarına zarar verebileceğine dair bir gösterge vardır.

OKB ‘nin Bilişsel Davranışsal Tedavisi

1970’lerde OKB için çok başarılı bir davranışsal tedavi (Dr. Rachman, Marks ve Foa), maruz bırakarak tepki önleme (ERP) olarak adlandırıldı. Victor Meyer tarafından 1966’da tanıtılan ERP, saplantıyı ortaya çıkaran ve aynı zamanda kişinin kompulsif davranmasını engelleyen daha korkutucu durumlara sistematik, dereceli maruz kalmayı içeren ritüel veya başka herhangi bir nötrleştirme şeklidir. Örneğin, “Kirli olan şeylerden dolayı kirleneceğim” düşüncesiyle yıkama zorunluluğuna sahip bir kişi, başlangıçta diğer insanların kullandığı kitapları (orta derecede sıkıntı), daha sonra da halka açık bir çamaşırhanede çamaşır yıkaması istenebilir (daha fazla sıkıntı), ve sonra nihayet bir kamu tuvaleti (son derece sıkıntı) kullanması istenebilir.

Her bir korku/kaygı seviyesinde 1-2 saat sürecek bir dizi maruz bırakma seansına girer ve aynı zamanda yıkama ritüelinin önüne geçilir. Korku/kaygı bir düzeyde azalınca kişi bir sonraki korku/kaygı seviyesine ilerler. Korku/kaygı veya sıkıntı bir kişinin uzun bir süre boyunca korku/kaygı durumunda kalması durumunda söndürme eğiliminde olduğu için, zorlayıcı bir ritüelin önlenmesi ile tekrarlanan uzun süreli maruz kalma, en sonunda takıntıda ve ilgili sıkıntısında önemli bir azalmaya yol açacaktır. OKB ‘si olan bireylerin çoğunda önemli gelişmeler ERP ile sadece 15-20 seanstan sonra gerçekleşir.

Amerikan Psikoloji Derneği Bölüm 12

‘’Maruz bırakarak tepki önleme’’ OKB için ampirik olarak desteklenen bir tedavidir. Hafif ve orta dereceli OKB için tercih edilen tedavi olarak kabul edilir ve daha ciddi vakalar için psikiyatrik ilaçlarla kombine edilmelidir. OKB ‘si olan bireylerin yaklaşık %80’ i, maruz bırakarak tepki önleme tedavisi ile belirgin bir semptom gelişmesi yaşayacak ve tedavi kazanımları uzun yıllar boyunca sürdürülebilecektir. Ayrıca, ‘’maruz bırakarak tepki önleme ‘’ tedaviyi sonlandırma noktasında değerlendirildiğinde, tek başına ilaçtan daha iyi tedavi sonucu üretebilir.

Maruz bırakarak tepki önleme tedavisi şimdi önde gelen anksiyete bozukluğu tedavi merkezlerinde sunulan OKB için çoğu standart tedavi programına dahil edilmiştir. Bununla birlikte, ERP’nin sınırlamaları vardır. Maruz bırakarak tepki önleme tedavisi herkes için işe yaramıyor. ERP denemesini tamamlayan bireylerin yaklaşık %75’i gelişir ve %25’inde bir etki yoktur. Diğer %20 ila %30’luk bir kesim, ERP’ye katılmayı reddediyor çünkü bu, üzücü olan korku/kaygı durumlarına maruz kalmayı içeriyor.

Bu kaygılara yanıt olarak, obsesyonel düşünmeyi sürdüren hatalı değerlendirmelerin modifiye edilmesi amacıyla, maruz bırakarak tepki önlemeyle birlikte bilişsel müdahaleleri içeren yeni tedavi protokolleri geliştirilmiştir. OKB için bu yeni bilişsel-davranışçı terapi, obsesif problemlerinin bilişsel doğası hakkında OKB ‘si olan kişiyi eğitmeyi ve takıntının otomatik olarak hatalı yorumlarını ve bunların karşı etkili nötrleştirme stratejilerini nasıl tanımlayacaklarını öğretmekten ibarettir.

Takıntının hatalı yorumlanmasını değiştirmek için yeni düşünme araçları ve stratejileri kullanılır . Danışan ile birlikte bilişsel terapist, obsesyonel endişeleri görmenin daha sağlıklı alternatif yollarını araştırır. Maruz kalarak tepki önleme  dahil olmak üzere özel olarak tasarlanmış davranışsal deneyler, danışana kısır döngüsünü tersine çevirecek ve OKB’ yi zayıflatacak saplantılara ve zorlamalara yaklaşımın geliştirilmesinde yardımcı olmak için kullanılır. Tedavinin amacı, OKB ‘si olan bireylerin semptomlarına karşı tutum ve davranışlarda bir değişiklik yapmasına yardımcı olmaktır, böylece obsesyonel düşünce normalleşir. Yani, danışan zihinsel saldırıyı en basit şekilde “hiçbir şey yapmamak” ile en etkili şekilde ele alındığında önemsiz, tehdit edici olmayan “düşünce” olarak görmeye gelir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta BDT Etkili midir?

OKB de bu yeni bilişsel-davranışçı tedavinin etkinliğini değerlendirmek için bir dizi tedavi çalışması halen devam etmektedir. Ön bulgular cesaret verici. OKB için bilişsel-davranışçı tedavi, gelişim ve testin erken aşamasında olmasına rağmen, OKB ‘si  olan kişiler için yeni bir umut sunmaktadır. Son yıllarda obsesif kompulsif bozukluk anlayışımız önemli ölçüde artmıştır. Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilebilir bir sorundur. Maruz bırakarak tepki önleme tedavisi alan insanların %75’ inde çok iyi sonuçlar elde edilmiştir. Maruz bırakarak tepki önleme tedavisinden fayda görmeyen kişiler için yeni tedavi protokolleri geliştirilmektedir. Bu yeni tedavi, terapiden yararlanabilecek insan sayısını daha da artıracaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.