Bir kez kaygılanmaya başladığım zaman duramıyorum. Sanki kafama bir şey giriyor ve kontrolü eline alıyor. Böyle zamanlarda üzülüp geriliyorum, sonrada bu kadar gerildiğim için kendime fiziksel olarak zarar verdiğimi düşünerek endişelenmeye başlıyorum. Bu da başka bir korku zincirini tetikliyor ve o zaman da aklımı kaybettiğimden korkmaya başlıyorum. Kaygılanmama yol açabilecek şeylerden kaçınmaya çalışıyorum ama o zaman da gittikçe daha çok içime kapandığımdan endişelenmeye başlıyorum. Hiçbir çıkış yolu yok gibi görünüyor.

‘’Neden kaygılarımdan kurtulamıyorum?’’ ve ‘’Neden kaygılarım daha kötüye gidiyor?’’ sorularının yanıtı genellikle şudur : ‘’Çünkü bir kısırdöngü içindesiniz.’’

Kaygıları yönetmenin anahtarı kısırdöngüleri kırmaktır.

Yaşadıklarımızı yanlış yorumluyorsak veya fiziksel tepkilerimiz çok aşırıysa , böyle zamanlarda aslında normal olan tepkiler hoş olmayan sonuçlara yol açabilir:

Adalelerin kasılması yanlış yorumlanabilir: 

-Göğüs ağrısı —Bu bir kalp krizi !

-Boğazın kasılması —Boğulacağım !

-Baş ağrısı — Tümör var !

-Karın ağrısı —Kanser !

Soluma hızındaki değişiklikler yanlış anlaşılabilir : 

-Nefes alamamak—Boğulup öleceğim !

Sersemlik hali yanlış anlaşılabilir :

-Baş dönmesi — Yere düşeceğim , Felç geçiriyorum !

Tüm bunlara rağmen şöyle bir tepki ile de karşılaşabiliriz.   ‘’BAŞ EDEMİYORUM.’’

Eğer bedensel tepkilerimiz aşırıysa bu deneyim gerçekten rahatsız edici olabilir ve kaygı semptomlarından korkmamıza yol açabilir. Yani :

‘’ Korkmaktan korkarız.’’

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.