Altında, düşündüğünüzden daha da fazlası yatıyor.

  • Önceki kuşaklara göre kadınların ve erkeklerin aldatma oranları yaklaşık olarak aynı. Fakat oranların yakınlığına rağmen, bir kadının aldatma nedenleri bir erkeğinkine göre değişiklik gösterebiliyor.
  • Kadınların aldatması için 3 ana neden: eşine karşı sevgi eksikliği, cinsel çeşitlilik araması veya anlık durumuna bağlı nedenlerdir (sarhoş olması veya tatilde olması gibi). 

Her yılın başlangıcı, evlilik kurumu için zorlu zamanlar olabiliyor. Bunu da evlilik dışı ilişkiler için bir flört sitesi olan Ashley Madison’ın basın açıklamasındaki Ocak ve Şubat aylarında en yüksek yeni üyelik verilerini elde etmiş olmasından anlayabiliyoruz. Bu verilerle bağlantılı olsa da  olmasa da boşanma avukatları, benzer olarak tatil dönüşlerinde dava sayılarındaki ani yükselmeleri ekliyorlar. Bu yüzden ilişkilerimiz bu noktaya gelmeden bir durup düşünelim ve özellikle ihanetleri anlaşılmayan veya daha gizli kalan kadınlardan başlayarak insanların neden sadakatsizliğe başvurduğunu anlamaya çalışalım.

Kadın ve erkeğin aldatma nedenleri arasındaki farklılık git gide azalıyor.

Raf ömrü bitmiş varsayımlarımızla (erkekliğini dizginleyememek gibi) erkeklerin aldatmaya eğiliminin daha fazla olduğunu düşünmek çok daha kolay. Fakat bu varsayımlarımız, günbegün gerçekliğini yitirmektedir. New York Üniversitesinde insan cinselliği dalında profesör olan Zhana Vrangalova bu varsayımları şöyle özetliyor:

Genellikle bir kadın, ilişkisinde mutsuzsa aldatmaya meyilli; erkeğin ise cinsel açıdan çeşitlilik istemesi veya direkt eline kolay bir fırsat geçmesiyle aldatmaya daha meyilli olduğu düşünülür. Bu düşünce, hala bir miktar doğru fakat daha genç kuşaklara baktığımızda ihanet istatistiklerindeki cinsiyetler arasındaki fark kapanıyor

Ve ekliyor:

Eski kuşaklara bakıldığında erkekler, kadınlara göre daha aldatmaya meyilliydi oysaki genç kuşaklar için kadın ve erkeğin aldatma oranları çokça yakın

Ayrıca, erkek ve kadın arasında bazı farklılıklar da var. Nasıl mı? Vranglova, söyledikleriyle beraber son zamanlarda yapılmış bir araştırmaya göre erkeklerin kadınlara göre cinsel çekim veya sarhoş olmak gibi durumlarda aldatmaya daha yatkın olduğundan bahsediyor. Fakat gelgelelim, günün sonunda hem kadının hem de erkeğin aldatma nedenleri tamamen aynı: mevcut ilişkisindeki sevgi eksikliği, cinsel açıdan çeşitliliğe merakı ve kontrolsüzlüğü hat safhada olan anları. 

Kadının ihaneti de cinsel nedenli olabiliyor.

Kadınların neden aldattığını biraz daha irdelemek istiyorsak, Missouri State Üniversitesinde sosyoloji alanında çalışmalar yapan Doç. Dr. Alica Walker’a danışmak güzel bir fikir. Çünkü kendisi The Secret Life of the Cheating Wife kitabı, ne yazık ki daha Türkçeye çevrilmemiş kitabı, için evlilik dışı ilişkiler yaşamış kadınlarla 1 yıl boyunca röportajlar yaptı. Bu araştırmaları sırasında kadınların da aslında cinsel açıdan çeşitlilik için aldattığına dair ince ayrıntılar yakaladı.

Alica Walker, “Kadının ihaneti üzerine çalışmalarımda; kadınlar, cinsel isteklerini dışarıdan sağlayarak mevcut ilişkisini sürdürmeye çalışıyordu,” diyor ve ekliyor:

Bu kadınlar, cinsel taleplerinin karşılanmadan devam etmesi halinde ailelerinden uzaklaşacaklarını ve eşlerini kıracaklarını düşünüyorlardı. Hiçbir kadın aldatma kararını etrafını umursamadan, sırf kendi zevki için almıyordu. Yıllar sonrasında evliliklerinde eksik olduğunu düşündükleri bir kısmı tamamlayabilmek için çözümü dışarıda buluyorlardı. Yani kadının anlık bir zevkten daha çok yıllarca birikmiş eksikliği aldatma nedeni oluyordu.

Kadınlar ilişkilerinden memnun olmayabilirler.

Fakat önceki kısımdan ‘her’ kadının mevcut ilişkisini kurtarmak için bu yola başvurduğu anlamı çıkarılamaz. Bazen, nedeni bunun tam tersidir. Klinik psikolog, aynı zamanda Thrive Psychology Grubu’nun kurucusu ve kadın psikolojisi üzerine uzmanlığını yapmış olan Dr. Charlynn Ruan ” Kadınların aldatmasındaki ana nedenlerden birisi; herhangi bir şekilde kapana sıkılmış gibi hissettikleri mevcut ilişkileridir. Genelde böyle hisseden kadınlar, dışarıdan gayet iyi birisi gibi gözüküp ilişkisinde kontrolcü, boğucu ya da duygusuz olan kişilerle ilişki yaşıyordur. Söz konusu kadınlar, her ne kadar eşi/sevgilisinde ilerleme kaydedilmesi için ilişki terapistine gitse ya da daha ilgi göstermeleri, duygularını belli etmeleri için eşlerini/sevgililerini cesaretlendirmeye çalışsalar da bu çözümler eş/sevgilisinde işe yaramayınca ayrılmak için bir neden olan aldatmaya başvuruyorlar,” diyor.

Kadınların bu yolu seçmesi, beraberinde bir suçluluk duygusu da getirir, tabii ki. Dr. Ruan ekliyor: “Bu kadınlardan çıkan hikaye hep aynıdır: ‘Sevgilim/eşim cidden iyi birisi fakat acınası halde olan benim. Sorun bende.’ İlişkiyi bitirebilmek için böyle bir nedenle oyunlarını sergilerler. Bu, onlar için nedense daha kolay bir yoldur. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki heteroseksüel ilişkilerde, kadınlar boşanmaya daha fazla önayak oluyorlar ve boşanma sonrasında erkeklerden daha da mutlu oluyorlar. Fakat; eşinin/sevgilisinin ona ihtiyacı olduğunu düşünen ve bir ilişkide kendi mutluluklarının öncelikli olması gerektiğini düşünemeyen kadınlar için aldatmak bir kaçış yolu oluyor.”

Ya da psikologların

güvensiz bağlanma

olarak adlandırdığı bir soruna sahip kadın, ayrılmaya hazır hissetmiyorsa sevgilisi/eşine karşı rol yapıyor da olabilir. İlişki koçu Mark Williams, “Öte yandan; bu tür insanlar için aldatmak, seçeneklerini açık tutmak için bir yol ve terk edilen veya üzülen olmamak için bir çözüm. Bu kişilerin kendilerini güvende hissetme ihtiyaçları vardır ve herhangi bir tehdit altında hissetmeleri durumunda, sevgili/eşleriyle kavga etmeleri gibi, ilgiyi ve aradıkları takdiri başka kişilerle telafi etmeye çalışırlar.  Ancak iyi haber şu ki bunlar düzeltilebilecek sorunlardır. Güvensiz bağlanma sorunu olan kişilerin kendilerine daha farklı çözümler bulması ve yoğun duygularını dizginlemeleri için çok çalışıyoruz,” diyerek içimize su serpiyor.

Aldatıldığınızı gösteren işaretleri göz ardı etmeyin.

İlişkinizin yoldan çıktığını düşünüyor ve eşiniz/sevgilinizin yasak ilişki yaşama niyetinde olduğundan ya da yaşamaya başladığından şüpheleniyorsanız, kurul sertifikalı klinik psikolog Dr. Kathy Nickerson’ın sizin için gözden kaçırmamanız gereken birkaç ipucusu var. “Dikkat etmeniz gereken 3 tane tehlike işareti: telefonunu sizden köşe bucak kaçırması ve bu konu hakkında ser verip sır vermemesi, sürekli para harcaması ya da düzenli şekilde hesabından büyük miktarda nakit çekmesi ve fazlaca dışarıda zaman geçirmesidir. Eşiniz/sevgiliniz; gününün merak ettiğiniz bir kısmını açıklamaktan veya nerede olduğunu söylemekten çekiniyorsa, ilişkinizde şüphelenmeniz gereken bir şeyler var demektir. Ayrıca, önceden hiç duymadığınız isimlerle artan kahveler de şüphelenmeniz için bir neden olabilir. Bir diğer tehlike işareti ise aşırı derecede telefonuyla ilgilenmesidir. Telefonunu kapalı olduğu halde başucundan ayırmıyor, hep gözünün önünde tutuyorsa hatta duştayken bile yanında tutuyorsa endişelenmeniz gerekir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.